PİYASALAR

  • BIST 1009524.590%
  • ALTIN2497.1080.53%
  • DOLAR32.5920.14%
  • EURO34.737-0.02%
  • STERLİN40.534-0.16%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Avukat Korkusuz "Süresiz nafaka zulme dönüşmemeli"
Avukat Korkusuz "Süresiz nafaka zulme dönüşmemeli"

Avukat Korkusuz "Süresiz nafaka zulme dönüşmemeli"

Avukat Mustafa Halit Korkusuz süresiz nafaka hakkında yorumlarını Yenikapı Haber Müdürü N. Asuman Özer'e anlattı.

A+A-

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz süresiz nafaka nedir? Süresiz nafaka nasıl bir mağduriyete sebep olmaktadır?

Süresiz nafaka; boşanma neticesine bağlı olarak nafaka alacaklısının iş bulana, yeniden evlenene ve bunlar olmadığı takdirde de ölüme dek süresiz şekilde devam eden ve nafaka borçlusu tarafından yapılan bir ödemedir. Süresiz nafaka ayrıca nafaka borçlusu üzerinde ömür boyu bir yük kalmasına sebep veren hem ekonomik hem sosyal anlamda mağduriyetin adı olarak da ifade edilebilir.
Ömür boyu devam eden borç hem insan doğasına aykırıdır hem de hakkaniyetsiz bir durum ve sonuç ortaya çıkartmaktadır. Kaldı ki kanun maddesinin bu denli katı uygulaması yüzünden insanlar hapis cezası ile cezalandırılmakta, ikinci kez evlenmekte maddi ve manevi olarak zorlanmakta ve netice itibari ile evlenmemeyi tercih etmekte, evlenenlerin ise eş ve çocukları ciddi manada mağduriyet yaşamaktadır. Bu anlamda halihazırdaki kanun, nafaka alacaklısını üretken olmaya değil ömür boyu tüketici olmaya teşvik etmektedir. Bunun neticesinde de suiistimallere çok açık bir yapısı olan düzenleme olduğu ifade edilebilir. Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki Medeni Kanunumuzda ömür boyu nafaka ödenmesi noktasında bir zorunluluk olmadığı gibi süresiz bir şekilde nafaka ödenmesine yönelik doğrudan bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yani kanunumuzda nafaka ödenmesi konusu süre itibari ile sınırlandırılmadığından dolayı kanun uygulayıcıları maalesef ömür boyu nafakaya hükmetmektedirler. 

Süresiz nafakayı sosyal yönüyle nasıl değerlendirebilirsiniz?

Yoksulluk nafakası aslında evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen de olsa devamı niteliğindedir. Ancak bunun yanında yoksulluk nafakasının özünde, temel ahlaki değerler ve sosyal yardım ve dayanışma düşüncesi yer alması gerekirken ülkemiz uygulamasında amacını aşar vaziyette nafaka alacaklısını zenginleştirmekte ve tembelliğe teşvik etmektedir.
Ömür boyu nafaka boşanmış olan taraflar arasında az veya çok var olan husumetin kalıcı hale gelmesine ve hatta giderek artmasına sebep olmaktadır. Bu durum da maalesef ki ebeveynlerin birbirleri ile ve çocukları ile aralarında kalıcı ve telafisi imkânsız zararlar oluşturmaktadır. Zira bu durum insanları, toplumun temel taşı olan ‘’Aile kurma’’ bilincinden uzaklaştırarak bireysel hayat sürmenin oluşmasına neden olmakta, süreç içerisinde sosyal ve ahlaki anlamda yozlaşmaya sebebiyet vermektedir. 

Nafaka hapsi uygulamasından bahseder misiniz? Siz bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?
 

Eski Türk Medeni Kanununda yoksulluk nafakası ancak 1 sene ile sınırlı olarak verilebiliyordu. Ancak 12/05/1988 tarihinde yürürlüğe giren 3444 Sayılı kanun ile yoksulluk nafakası süre sınırı belirtilmediğinden dolayı süresiz verilebilir hale gelmiştir. Söz konusu kanun ile gelen süresiz yoksulluk nafakası ciddi meselelere sebep olmaktadır. Bu meselelerden biri de nafaka hapsi uygulamasıdır.
Kanun maddesinde açıkça ifade edildiği üzere; nafaka alacaklısının icra ceza mahkemesine yapacağı başvuru ile nafakasını ödemeyen eski eş hakkında 3 aya kadar hapis cezasına hükmedilebilmektedir. Söz konusu ceza, nafaka borçlusunun muaccel olan tüm nafaka borcunu yatırması ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Ancak durumun tekrar yaşanması halinde nafaka borçlusu hakkında 3 aylık hapis cezasına yeniden hükmedilmektedir.
Hukukumuzda isterse trilyonları bulan bir borç olması halinde bile hapis cezası söz konusu değil iken salt nafaka borçlularına yönelik böyle bir uygulama tabii ki de kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durumun oluşturduğu sosyal ve ekonomik sonuçlara da maalesef her gün gazete kupürlerinde rastlamaktayız.

Süresiz nafaka mağduryetinin çözümü için önerileriniz nedir?  Mevcut yasada nasıl bir değişiklik yapılması gerekmektedir?
 

Tabii ki de bu konuda farklı farklı çözüm önerileri getirilebilir. Ancak temel anlamda hem sosyal açıdan hem ahlaki açıdan hem de hukuk mantığı açısından olması gereken, yoksulluk nafakasının süreli olması yönündedir. Bu anlamda;
-    Yoksulluk nafakasının süresi; tarafların yaşı, mali durumu, eğitimi ve boşanmada kusurlu olup olmaması gibi hususlar göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenmelidir.
-    Ancak yine adalet duygusu gereği dört aylık süreden az olmamak kaydıyla bu süre için belirli bir üst limitin de belirlenmesi isabetli olacaktır. 
-    Bu üst limit boşanan tarafların normal şartlar altında yeni bir hayata adapte olmaları için gereken makul süreden, örneğin iki yıldan fazla olmamalıdır.
-    Yine dört aydan az olmamak üzere evlilik süresinin yarısını geçmeyecek şekilde nafakaya hükmedilmesi de üst limitin belirlenmesi açısından alternatif bir öneri olarak düşünülebilir.
Sonuç olarak yoksulluk nafakasının zulme dönüşmemesi için hâkim tarafından takdir edilecek bir süre ile sınırlandırılmak suretiyle belirlenmelidir.

Son olarak boşanmış insanlar ve aile platformunun çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
 

Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformunun çalışmalarını gerçekten tebrik ediyorum. Öyle ki birbirini hiç tanımayan, siyasal-ırksal ve dinsel birliktelik olmaksızın salt sorun olarak gördükleri bir konu hakkında oluşturmuş oldukları birliktelik takdirde şayandır. Bu anlamda sosyal medya üzerinden oluşturulan bu birlikteliği destekliyor, başkaca konular açısından çok önemli bir “İlk”i başardıklarını düşünüyorum. 
 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum