Evdeki toz deyip geçmeyin; iklime,evde kaç kişi yaşadığına ve onların yaşına hatta alışkanlıklarına göre değişiyor.Ama genel olarak bu toz; dökülen deri, hayvan tüyleri, yemek kırıntıları, iplik, kum, is ile beraber bazı durumlarda kurşun, arsenik, kimyasal ilaç ve hatta DDT bile içerebiliyor.

Özellikle zehirli kimyasallara maruz kalma hakkında araştırmalar yapan Silent Spring Enstitüsü’nün yayınladığı rapor evlerde bulunan tozlarda 66 adet hormon dengesini bozan kimyasal buldu. Bunların içinde alev önleyici kimyasallar, ev içerisinde kullanılan ilaçlar ve ftalatlar bulunuyor. Enstitü tarafından yapılan başka bir araştırma toplanan toz örneklerinden %90’dan fazlasının içinde ftalat ve alev önleyici kimyasallar bulmuştu.
 

Bağımsız ve kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu Environmental Working Group’un (EWG) bu konu hakkında yapılan bir çok araştırmayı derlediği çalışma ise toz örneklerinin içinde; ftalat( ftalik asit esterleridir ve genellikle esnekliklerini artırmak için plastiklere eklenir), alev önleyici kimyasallar, BPA, Per floro kimyasalları (PFC) ve koku verici kimyasallar var.

Bu kimyasallar evimize aldığımız ürünler ile giriyor. Alev önleyici kimyasallar özellikle mobilya ve elektronik ev aletleri ile evin toz örneklerinde yer alırken, BPA yemek ve içecek ambalajlarından, bazı kağıt ve plastiklerden gelmekte. PFC’ler ise yapışmayan, yağ tutmayan özelliği olan kumaş, halı ve döşemelerde, teflon tavalarda, pizza kutularında bulunmakta.

Maalesef bu kimyasallar uzun yıllar boyunca bozulmadan evlerde kendine yer bulabiliyor ve bizim vücudumuza da nefes alarak ya da yutarak girmekte. Bebekler, küçük çocuklar ve evdeki hayvanlar sürekli yerde gezdikleri, eşyaları ağzına aldıkları ve küçük oranda kimyasallardan daha hızlı etkilendikleri için daha fazla tehlike altındalar.