Sayın vekilim, 15 Temmuz gecesi yaşananların bir darbe girişimi olduğunu anladığınızda neler hissettiniz?

15 Temmuz'da köprüde olayların başladığı sırada pek çok kişi gibi ben de olayı yüksek bir terör riskine bağlamıştım. Alçak uçuşların çoğalması üzerine milletvekili arkadaşlarımızın bazılarıyla telefon trafiğimiz başladı. Saat 22.30-23.00 sularında olayın bir kalkışma olduğu netlik kazanmaya başlayınca evde kızlarımla helalleştim, abdest alıp Meclis'e doğru yola çıktım. İki ihtimal vardı; darbe girişimi başarılı olursa ya derdest edilip götürülecektik ya da o karışıklıkta nereden geldiği belli olmayan bir kurşuna hedef olup hayatımızı kaybedecektik. İki ihtimal dışındaki bir başka ihtimal görmüyordum. Meclis'e doğru giderken, ülkemizin Bosna gibi olmaması için dualar ediyor, memleket için ideali olan gençlerimiz için endişeleniyordum. Henüz taramalar başlamamış olduğundan evden Meclis'e rahatlıkla gittim. 

Meclis'e ulaşan ilk vekillerden biriyim. Meclis Başkanımız Çankaya Köşkü'ndeki toplantıdan gelmişti, onun ile Meclis açıldı, ilk anlarda 25 milletvekili arkadaşımız Meclis'teydi, eski milletvekillerimizden ve eski bakanlarımızdan da gelenler vardı. Meclis Başkanımız İsmail Kahraman, Genel Kurul kürsüsünde bir konuşma yapmak istedi, Meclis'in açıldığının Meclis dışına da duyurulması gerekiyordu, Cumhurbaşkanımızın FaceTime yayını aklıma geldi ve CNN Türk ile irtibat kurduk. Akabinde CNN Türk İstanbul rejisi FaceTime aracılığıyla özel telefonumdan aradı, Meclis Başkanımızın, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un, CHP Grup Başkanvekillerinin konuşmaları, mesaj ve ilk görüntülerini kameramız aracılığıyla canlı yayınla Türkiye'ye gösterdik. Mesleki bir refleks olarak o akşam Meclis'te yaşananları Türkiye kamuoyuyla paylaştım. Yayının ilk 10 dakikasında Meclis'in genel iradesini, Meclis Başkanımızın Meclis'i ertesi gün için olağanüstü toplantıya çağırması kayıtlarda geçti. Yayın sonrası Meclis bombalanmaya başladı, ilk bomba bahçeye, ikinci bomba Genel Kurul'a yakın mesafeye içeriye düştü. 

Bombalar hiçbir milletvekilimizde korkma, çekinme, sakınma refleksi göstermedi. Bütün vekillerimiz, 'bombaya rağmen buradayız' mesajı verdi. Böyle bir demokrasi direnişi söz konusuydu. Bombaların atılmasının ardından CNN Türk rejisi tarafından tekrar arandım, bombaların etkisiyle içeride yoğun bir barut kokusu ve duman vardı, tavandaki alçılar sıraların üzerine düşmüştü. Yayında, bomba sonrası Genel Kurul salonunun son durumu ve milletvekili arkadaşlarımızın kararlı duruşunu göstermeye çalıştım. Cumhurbaşkanımızın çağrısının karşılık bulması üzerine meydanlara, sokaklara inerek darbecilere direnen milletimizin iradesinin yansıdığı, 80 milyon vatandaşımızın kalbinin attığı yer, 'demokrasinin mabedi' olan Meslis'teki milletvekillerimizin -partisi farketmeksizin- kararlılığı ve direnişinin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyordu. Darbe ve savaş tarihinde hiçbir parlamento binasının bombalandığı görülmemiştir, hiç kimse kendini FETÖ'nün darbecileri gibi kirletmemiştir. Nüfus cüzdanında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu yazılı, aynı gün devletten maaşını alan kişiler ne yazık ki böyle bir ihaneti tarihimize yazdılar.

Şu bir gerçek ki, FETÖ'nün 40 yıllık yapılanmasını, planını bir gecede 15 yaşındaki gençlerimiz, 50 yaşındaki ev kadınlarımız çökertmiştir. O irade milli iradeydi ve Kurtuluş Savaşı ruhuydu.  Dijital çağda gençlere yönelik genel bir eleştiri hep yapılır, aslında bunu söyleyen herkesin gençlerimize bir özür borcu olduğunu düşünüyorum. 15-17 yaşında şehitlerimiz vardı o gün. Sağlık lisesi öğrencisi bir gencimiz, 'yardıma ihtiyacı olan birilerine ilk yardımda bulunabilmek' niyetiyle evinden çıkıp şehit oldu. Evi dışında sosyal hayatı olmayan kadınlarımız vatan, millet sevdasıyla sokağa çıktı ve şehit düştü.

'Gen hafızası' diye bir teori vardır, ben o gece Kurtuluş Savaşı ruhunun kaç nesil geçmiş olmasına rağmen gen hafızasının canlandığına, harekete geçtiğine inanıyorum. Bu millet üzerinden yüzlerce yıl da geçse bu hafızayı kaybetmeyecek bir millettir. Buna inanıyorum, o gece de bunun tezahürüydü.

Türkiye'yi dost gören ülkelere de seslenmek istiyorum, hiç endişe etmesinler, bir kriz yaşandı ve kriz savuşturuldu. Türkiye güçlenmesine, büyümesine, kalkınmasına, temel hakların güçlendirilmesine devam ediyor. Aynı olay 15 yıl öncenin Türkiyesinde yaşanmış olsaydı uzun zaman toparlanamazdık, ama biz kısa süre sonra büyük yatırımlarımızı yapmaya devam ettik. Türkiye büyük bir devlet, Türk milleti büyük bir millettir. Dostlarımız sevinsin, düşmanlarımız bir o kadar endişe etsin. Türkiye'ye yönelen bu tehdidi bertaraf etmek için canını veren şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum.