Geçtiğimiz ay İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi ve Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptal edilmesi Türkiye’nin gündemine oturdu. Üstüne İmamoğlu’nun “Artık konuşma vakti. Sanatçı da konuşacak iş insanı da konuşacak” çağrısında bulundu ve akabinde adeta talimat alan ünlü isimler “Her şey çok güzel olacak” adlı bir kampanya başlatmıştı. Pek çoğunu Gezi Parkı protestolarından hatırladığımız, ünü Kapıkule’den öteye geçmeyen ünlüler birden toplumu kutuplaştırma yarışına girdi. Buna karşılık bazı ünlü isimlerden de “Her şey güzel olacak” tiyatrosuna tepki gösterdi. Bu isimlerden bir tanesi de oyuncu, şair ve yazar Ahmet Yenilmez... Yenilmez, Turuncu dergisinden Betül Tat'a verdiği röportajda, Kendisiyle ‘Her şey güzel olacak’ kampanyasını ve ülkesinin değerlerinden bir haber yaşayan Türkiye ünlüleri hakkında çok konuşulacak açıklamalar yaptı. 

MİLLET ÇOK İYİ TANIYOR 

Ahmet Bey, ‘Her şey güzel olacak’ kampanyasının esas amacı neydi?

Kim ne amaçtadır elbette bilemem! Lakin kim kiminle, kime, ne diyor ona bakarız. Bu kampanyayı başlatanlara baktığımda asla bir ülkü birlikteliği gösteremeyecek kişilerden oluştuğunu görmekteyim.

Baktığımda, dün hakkında idam cezası istenen, hatta idam istenip can kardeşi idam sehpalarında şehit edilenlerle, o idam kararını verenlerin nesli beraber? Bu iki kan davalılar hangi şartlar altında bir araya gelebilirler? Olsa olsa vatanın, devletin bekası söz konusu olduğunda! Lakin kımıldadıklarında aralarında birini daha görüyoruz. O gördüğümüz bu millet o kadar iyi tanıyor ki asla da unutması mümkün değildir.

O sakladıkları, gün geçmiyor ki kınalı kuzularımızı şehit eden, bir başka ifadeyle vatanın bekasına kastedenler. Yani PKK! Bu beraberlik “Her şey güzel olacak” diyorsa o güzellik bu vatanın evlatları için felaket demektir. 

‘NASIL ZENGİN OLACAĞI’ ÖĞRETİLİYOR 

Sanatın bütünleştiriciliği yerine neden ayrıştırıcılığını konuşuyoruz? 

Sanat dün eli kanlı ideolojilerin silahıydı, şimdilerde ise vahşi kapitalizmin silahıdır. Asıl işgal maalesef sanatla yapılmaktadır. Sanat silah olunca neden ortadan kalkıyor? Neşteri kimin eline verdiğiniz gibi; hekime verirseniz şifa, katile verirseniz ölüm! 

Milli değerlerimize saygılı sanatçı yetiştirmememizin nedeni nedir?

Bu öyle net ki! Sağ iktidarlar gençliğe ‘Nasıl zengin olunacağını’ öğretmekteler. Onlar cenneti ‘Para’ ile alacaklarını sanıyorlar. 

KUTUPLAŞMA DOĞAL VE OLASI 

Toplumu kutuplaştırıp sonra da bu durumdan şikâyet eden bir grup var. Gerçekten kutuplaştırıldık mı?

Kutup isimlendirmesi doğru mu bilmiyorum. Bir toplumda kutupların olması çok doğaldır ve gereklidir de…

Yaşadığımız hal kutuplaşmaktan ziyade kamplaştırmak ve bu kamplaşmadan kavga çıkarmaktır. Şikâyet etmek hali ise onların yani içimizde ki devşirmelerin karakteridir! Ağabeyleri de öyleydi. Küfrederler, vururlar söverler ama tribünlere iyi ağlarlardı! Onlar ağabeylerinden öyle gördüler. Bizim mahallenin az sayıda ki sanatçıları da hem bizim mahalle hem de öbür mahalle tarafından dövülürüz de gıkımız çıkmaz.

Sanat kimin için yapılır?

Bilmiyorum kimin için yapılır. Hiç de merak etmedim, dert etmedim! Aynı soru merhum Mehmet Akif Ersoy’a da sormuşlar. Merhum Akif’in verdiği cevap cevabım olsun: “Valla ne diyeyim… Benim insanımın karnı aç, baldırı çıplak. Ben de şiirlerimle bağırmaya çalışıyorum!”

HAYAL KURUYORUM 

Neler yapıyorsunuz? Ufukta yeni çalışmalar var mı? 

Hayal kuruyorum. Ben hayallerinin peşinde koşan bir adamım. Koşuyorum, hangi hayalimi yakalarsan bir müddet onunla yaşıyorum. Bu sıralar merhum Mehmet Akif Ersoy’un Birinci Meclis vekilliği ve İstiklal Marşı’nı yazdığı dönemin içerisine düştüm orada debeleniyorum(!) Bakalım ne çıkacak…