PİYASALAR

  • BIST 1009722.090.8%
  • ALTIN2428.571-0.03%
  • DOLAR32.52-0.1%
  • EURO34.8-0.22%
  • STERLİN40.476-0.17%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 21'nci yüzyıl gerçekleri ve ebeveyn olmanın getirdikleri
21'nci yüzyıl gerçekleri ve ebeveyn olmanın getirdikleri

21'nci yüzyıl gerçekleri ve ebeveyn olmanın getirdikleri

Aile kavramı için klasik bir tanım vardır; toplumun en küçük birimi ailedir diye. Şimdilerde hızla büyüyen iletişim ağının dünyayı küçük bir eve dönüştürdüğüne benzer söylemleri sıkça duyar olduk.

A+A-

Zehra Binici TEKİN 
(Uzm. Klinik Psikolog & Aile Danışmanı)

Hayat, insana verilmiş en büyük sermayedir. 365 günden oluşan her yıl, bir yaş daha olgunlaşırız. Olgunlaşma sonucu sorumluluk alabileceğimiz noktaya gelince de evlilik kararı alır aile olmak isteriz.  Evlilik; kan bağı ile meydana gelen; anne, baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük sosyal grubudur. Sevgi saygının öğrenildiği, ahlak gelişiminin kazanıldığı, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi değerlerin ilk öğrenildiği yerdir aile. Aile toplumun değer yargılarını, gelenek ve göreneklerini, inançlarını ve kültürünü yansıtır. Aile çocuğun bakılma, beslenme, korunma, sevilme, eğitilme, değerli ve güvende hissetme gereksinimlerini karşılar. Ayrıca aile; çocuğun yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olurken, oyunlar oynayarak gelişeceği ve yeni şeyler fark edeceği ortam hazırlar, zorlandığı anlarda yanında olur, yeni davranış becerileri ve kurallara uyma becerisi kazandırır, doğru ile yanlışı ayırt edebilme yeteneği kazandırır, kişilik ve kimlik kazanmasını sağlar. Çocuğun kişilik gelişim sürecinin en önemli faktörü anne-babadır. Kişilik gelişim sürecinde çocuk yanlış yola sapabilir, çıkmaz sokaklara girebilir, yol ayrımlarında dolanıp durabilir. Bu durumlar ebeveyn çocuk ilişkisinde birtakım sıkıntıların yaşanmasına neden olsa da ilişkileri güçlendirmektedir. Anne babanın yaşamanın ayrılmaz parçasıdır çocuğu. Çocuğuyla sevinir, çocuğuyla üzülür, çocuğuyla eğlenir, çocuğunun başarısını kendi başarısıymış gibi görür, onunla övünür, gurur duyar. 

ESKİYE NAZARAN DAHA KOLAY VE ÇABUK ÖĞRENİYORLAR 

Her anne baba çocuğunun; sevgiyi ve saygı çerçevesinde yetişmesini, yetenek ve becerilerinin gelişmesini, ahlaki ve toplumsal değerleri kavramasını, sorumluluk duygusu kazanmasını, arkadaşlık kurma ve sürdürme yeteneğini geliştirmesini, neşeli, mutlu, başarılı, kolay iletişim kuran, kendini ifade edebilen, aklını en iyi şekilde kullanabilen, nazik ve iyi kalpli, sağlıklı bir evlat olarak yetiştirmesini ister. Anne baba olmak bu iyi duygu ve yaşantıların yanında dönem dönem birtakım sıkıntıların, hayal kırıklıklarının, çatışmaların, zaman zaman da kırgınlıkların yaşandığı bir süreçtir. Tüm bu olumlu ya da olumsuz duygu ve durumlar çocuğa ayırılan zaman, gösterilen ilgi ve sevgiyle doğru orantılıdır. Bu  çağda  çocuğun  eğitimi  sadece  ebeveyn üzerinden  ilerlemiyor. Bu eğitimi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilecek birçok unsur vardır. Çocuklar  eskiye  oranla  daha  kolay   ve  çabuk  öğreniyor. Teknolojik gelişmeler ve teknolojik cihazlar bu süreci çocuklar  için daha kolay bir  hale getiriyor.  Televizyon  ve  bilgisayar çocuklar  üzerinde düşündüğümüzden daha fazla etki ediyor. Bunu  dikkate alarak, özellikle internetle her şeyin kolay erişilebilir olduğu  yerlerde  ebeveynler  daha dikatli olmak durumundalar. Unutmayın, teknoloji sadece bir araçtır. Teknolojiden korkmadan onu yönetmeyi öğrenmemiz ve öğretmemiz gerekmektedir. Denetimsiz  bilgisayar   kullanımının  her   yaş  grubu  için  zararı varken  çocuklar söz konusu olduğunda bu zararlar daha da artmaktadır. Çocukların hayatlarının merkezinde  bu  cihazlar   varken  şu  soru  sorulmalıdır:  ‘Keyfe keder internette sörf yapmasına ihtiyacı var mı?’, ‘Evde bilgisayar varken tablete ihtiyacı var mı?’ vb. 

EVE NEDEN İNTERNET ALDIĞINIZI ANLATIN

 Ebeveyn derslerinde destek olsun diye daha çok çocuğuna bilgisayar almaktadır. Bu anlaşılır   ve kabul edilebilir bir durumdur. Anlaşılır olmayan çocuğun odasına neden bu bilgisayarın konulduğudur. Bilgisayar ortak kullanım alanında olmalıdır.  Çocuk   ödevini yapacaksa da oyun oynayacaksa da bilgisayar kullanımı evin ortak kullanım alanında, ebeveyn gözetiminde olmalıdır. Ebeveynler  bilgisayar ve internet kullanım becerilerini geliştirmelidir. Kimse bilmediği bir konuda denetim yapamaz. Ebeveyn çocuğa internet kullanımıyla ilgili bilgi verilmediyse çocuğun interneti verimsiz ve kötüye kullanma olasılığı yüksektir.  Çocukla öncelikle  internetin  eve  neden  bağlatıldığı  hakkında  konuşulmalı  ve  çocuğa  farkındalık kazandırılmalıdır. Amaç teknolojik araçları yasaklamak değil uygun kullanılmasını sağlamaktır. Yasaklanan her şey merak uyandırır ve elde edildiğinde kontrolsüz kullanım/tüketimi beraberinde getirir. Ebeveyn internet kullanımında çocuğa model olmalıdır. Yemek masasında kendini iletişime kapatıp gözünü elindeki telefondan ayıramayan ebeveyn, çocuğunu telefonla oynamaması konusunda ikaz etse de bu  ikazın faydası olmayacaktır. Çocuklar sözlerimizden ziyade davranışlarımızı dikkate alır. Çocuk   kulaktan önce  göz ile öğrenir.

a2-014.jpg

BİLİNÇLİ ŞEKİLDE ÖĞRETİN

Anne-babalar olarak ‘ebeveynlik’ tavır ve tutumlarımızı gözden geçirmeliyiz. İşe yarayan ve yaramayan davranışları ayırt etmeliyiz. Bakınız Hazreti Ali (Radiyallahu Anh) efendimiz, ebeveynlere ne tavsiye ediyor; 'Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin' buyuruyor. Bizim de meseleye bu şekilde yaklaşmamız gerekmektedir. Çocuklarla yaşanan iletişim sorunlarının en önemli nedeni onların ruh dünyasına girememek, empati kuramamak, ortak bir dil geliştirememek, onlara ulaşamamak, yaşadıkları hız ve teknoloji çağına ayak uyduramayarak bir de kısıtlamalar getirmektir. Durum böyleyken de çocuklara sorunlarının çözümü için doğru yöntemler de bulamayız. 

PEKİ NE YAPMALI?

- ‘Çocuk neden bu kadar teknolojiye ya da sanal dünyaya sığınmak istiyor?’ sorusunun cevabını bulmak gerekir. Öncelikle çocukların oyun alanları azaldı. Dışarıda oynama imkanı bulamayan çocuğun ekran tek oyun alanı haline gelmemelidir.

- Çocuk koşulsuz kabul ve içtenlik bekler.  

- Çocuğun davranışları yaşadığı durumun ve hissettiklerinin  sonucudur.   

- Onların yerlisi, bizi göçmeni olduğumuz bu teknoloji çağında onlara sormayı, onlardan öğrenmeyi ve dijital dünyayı keşfetmede bize yardımcı olmalarını mesele haline getirmemeliyiz. 

- Bu yaşam yolculuğunda çocuklarla birlikte büyümeli ve gelişmeliyiz.

- Çocuklarınızı teknolojiden uzak büyütmeyi denemeyin demeyeceğim düşünmeyin bile!  Çünkü bu imkânsız ve kazanamayacağınız bir savaş. Dolayısıyla öğrenmeleri, keşfetmeleri, sosyal beceri kazanmaları için sizin denetiminizde kontrollü bilgisayar/internet kullanımına imkân tanıyın.

- Oynadığı bilgisayar oyunlarının yaşına uygun olması, üretkenliğe teşvik etmesi ve şiddet içermemesi önemlidir.

- Çocukla açık iletişim kurmak gerekir. Öncelikle onu ‘birey’ olarak kabul etmeliyiz. 

-“Çocuktur, anlamaz” , “Bizim gizlimiz saklımız yoktur”, “Biz arkadaş gibiyiz” türü yaklaşımlar çokta sağlıklı değildir aslında. Çocuklarımızı ciddiye almalı ve bizimle her konuyu paylaşabileceklerini onlara hissettirmeliyiz. 

- Çocuğun mizacıyla anne babanın mizaç özellikleri çok başka olabilir. Bu noktada orta yolu bulmak gerekir. Bu da ebeveyne düşer. 

- Çocukların da kişisel bir alanı olduğu unutulmamalı ve saygı duyulmalıdır. 

Turuncu Dergi / Özel

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.